Tuesday, March 16, 2010

R.I.P

"Limonata verdim, teşekkür bile etmediler" gibi bir çok hatırlanası Adamsendeci olayında başrol oynayan anneannem, 4 Mart 2010 günü sabaha karşı hayata gözlerini yumdu.
Zaten uzun zamadır çok hastaydı, açıkçası böyle bir haberi bekliyorduk.
Peki ama bunu neden buraya yazıyorum?
Öncelikle o günle ilgili komik/garip durumları kendimi kötü hissetmeden yazabilmem için yeterli zamanın geçmiş olmasından (benim vicdan muhasebemle "kırkı çıkmak" 12 günde oluyormuş demek ki), ve de tabi ki hep yazmak istediğim "hayata gözlerini yumdu" kalıbını kullanabilmek için.
Peki ne oldu..
Sabah 6 gibi kız kardeşim aradı, kötü haberi verdi. Giyindim, annem ve kız kardeşimle buluşarak Anneannem'in 2 yıldır yaşadığı huzur evine doğru yola çıktık. Annem haberi bir kaç saat önce almış, buluştuğumuzda nispeten sakinleşmişti.
"Oğlum bugün öğle namazından sonra gömülecekmiş."
"Hadi ya ayarlayabildiler mi hemen o işleri?"
"Neden aynı gün içerisinde gömüyorlar ki?"
"E anne koksa daha mı iyi?"
"Ama oğlum ya canlanırsa?"
"Anne, teknik olarak, canlanırsa zombi olur."
"Saçma sapan konuşma!"
"Peki."
Huzur evine vardığımızda teyzemler ve bir kaç kuzenim vardı. Anneannem'in cesedinin etrafına yatağının çarşafını atmışlar, yatağındaymış hala. İçeri girip bakanlar oldu, bana sordular neden bakmıyorsun diye. Ölü halini görmek istemiyorum, onu öyle hatırlamak istemiyorum dedim.
Bunu vurgulamakta fayda görüyorum.
ÖLÜ HALİNİ GÖRMEK İSTEMİYORUM, ONU ÖYLE HATIRLAMAK İSTEMİYORUM.

İki eniştem sabahtan beri işlemlerle uğraşıyormuş. Biri belediyeye gitmiş biri de mezarlığa. Telefon geldi cenaze namazı öğlen Maltepe camii'nde kılınacak diye. Bu haber üzerine herkes eve gitti, ben huzurevinde eniştemin dönmesini bekledim, yardımım dokunur diye.
Eniştem cenaze arabasıyla geldi. Arabanın şoförüyle birlikte tabutu kapının önüne kadar götürüp yere bıraktık. Cesedin tabuta taşınması gerekiyor. Cenaze arabasının şoförü abi oralı değil, huzurevi çalışanları oralı değil, eniştem 70 küsür yaşında. Arkamdan bir ses "Delikanlı hadi gel anneanneni kaldıralım."
"Ya ama ben..." dememe kalmadan bir de baktım anneannemi çarşafa sarmış tabuta taşıyorum. Güya o halini görmek itemiyordum.
Tabutu kapatıp tekrar arabaya taşıdık. Arabaya bindik. Belediyeye yıkanmaya götürüyoruz. Şoför abi konuşkan. "Abicim sakın ne bizim orda ne de mezarlıkta kimseye bahşiş vermeyin. Kesinlikle yasak. Bahşiş alanı ertesi gün kovuyorlar. Çok katı davranıyorlar. Millet annesini babasını kaybetmiş, acılı gününde yardımcı olanlara 3-5 bir şey vermek istiyor, gönlünden kopuyor yani, ama yok kesinlikle yasak. Gerçi belediye de haklı, diyor ki adam annesini kaybetmiş, bir de para mı ödesin? Tamam her şey ücretsiz olsun da, bahşişe neden karışıyorsun değil mi? Neyse abicim siz merak etmeyin, herkes profesyonel, orada her şey şip-şak halledilecek, siz rahat olun."
Gasilhanelerin olduğu yere geldik. Tabutu indirdik, gözlerim orada "her şeyi şip-şak halledecek profesyoneller"i arıyor. Bir abla geldi, "bu taraf getirin" dedi. İçeri taşıdık, gasilhanenin kapısına kadar getirdik, ben hala şip-şakçıları bekliyorum. "Siz yakını mısınız?" diye sordular, belli ki orada önüne gelen alakasız tabutları taşıyan yığınla adam var, sormak lazım. "Torunuyum." dedim, tamam getir dedi ve gasilhaneye girdik. Tabutun kapağını aç dedi. Açtım. Yavaş açtım ama, şimdi profesyoneller gelecek, ben onların işine karışmış gibi olmayayım, alınır profesyonel adam, işine sahip çıkar, "senin ne işin var lan burada?" diye bana çıkışır, ondan ağırdan alıyorum. Kapağı yere bıraktm. "Evladım ayaklarından tut da taşa koyalım."
"Ya ben aslında.."
"Hadi hadi, öğleye yetişecekmiş bu, vaktimiz yok."
Derken abla omuzlardan ben ayaklardan tuttuk musalla taşına koyduk.
"Sen şimdi git, 15 dakika sonra gel."
Dışarıda bekledik. Yıkaması bitince çağırdılar. Yıkadıktan sonra kefene sarmışlar. O haliyle yine bana taşıttılar taştan tabuta. Tabutu arabaya yükledik, şoför başkasıydı bu sefer, hoca da bindi arabaya, camiye doğru yola koyulduk. Hoca'nın yanında ufak bir amfi-mikrofon tesisatı var, dua okuduğu zaman için, cübbeyle tesisat görüntüde çok sağlam tezat oluşturuyordu. Google görsellerde "İslamic DJ" gibi bir arama yapsanız çıkabilecek bir resim gibi duruyordu adam. Camiye vardık, cenaze namazı kılındı, mezarlığa gidilecek. Ben kuzenimi alıp cenaze arabasına bindim tekrar, arabalarda kalabalık etmeyelim diye. Yol yaklaşık 10 dakika sürdü. Kuzenim hoca'ya kızlar toprak atabilir mi diye sordu. "Peygamber efendimiz aslında bayanların mezarlığa gelmesini bile uygun görmemiş ama, idare ediyoruz işte."

Mezarlığa vardığımızda henüz kimse gelmemişti. Bir görevli abi anneannemin mezarını açmış bizi bekliyordu. Mezar iki kişilik bir mezardı, 20 yıldır dedem yatıyordu mezarda, yanını kazmıştı adam. Tabutu arabadan aldık mezarın yanına indirdik. Hoca bana baktı, kuzenime baktı(19 yaşında benden uzun ve iri erkek), yeniden bana baktı "Evladım sen gir biz size verelim."
"Gir derken?"
"Mezara gir, biz buradan size indirelim."
Mezara girdim, tam tamına boyum kadar kazmıştı adam.
Buraya vurgu yapmak istiyorum. MEZARA GİRDİM.
Yukarıdan cesedi indirdiler, tutup yere bıraktık. Aceleyle çıktım. O arada annemler ve kuzenlerim gelmiş. Kürekleri aldık toprağı atmaya başladık, bir-iki dakika sonra kuzenim (26 yaşında, kız) yanıma geldi ve benden küreği istedi.
"Ben de toprak atmak istiyorum."
"Peygamber efendimiz aslında bayanların mezarlığa gelmesini bile uygun görmemiş ama.."
"Küreği ver ve defol."
Biraz dinlendim sonra tekrar küreği elime aldım.
Son 8-10 yılında oldukça bunayan, son 2-3 yılında çok hastalanan, bizi sık sık deli etse de bir o kadar da eğlendiren ve kesinlikle hiç bir zaman unutulmayacak olan anneannemi gömdük.

4 comments:

  1. ancak boyle bir insanin olumu bi yandan da garip bi sekilde gulumsetebilirdi.

    O profesyoneller hic gelmiyor abi, ama gasilhaneye senin girmen biraz garip olmus...

    ReplyDelete
  2. Anneanne de demek gocup gitti artik. Hikayeleriyle bizde yasamaya devam edecek. Topragi bol olsun.

    Kuzeninin hocaya koydugu posta da guzel olmus :).

    ReplyDelete
  3. acik ara en iyi post desek, guntekin?

    ReplyDelete